İletişim Adresi

   
  ORHAN YILDIZ
  KURANI KERiMiN TARiHi
 

Kur-an'ı kerim'in Tarihi 

Kuranıkerim Peygamberimize nasıl gelmiştir?

Kuranıkerim, Peygamberimize yazılmış hazır bir kitap halinde gelmemiştir. Kur’an ayetleri Peygamberimize vahiy yoluyla, Cebrail aracılığıyla ‘sözlü’ halde geliyordu. İlk vahyin gelişinde olduğu gibi…

Hz. Muhammed (S.A.V.)’e peygamberlik görevi verilmeden önce O, zaman zaman insanlardan uzaklaşarak kâinatın yaratılışı, insanlığın geleceği gibi konuları düşünmek üzere Hira dağındaki mağaraya çekilirdi. 610 yılında da yine böyle bir gün Hira dağına çıkmıştı. O esnada Vahiy meleği Cebrail geldi ve göründü;

Cebrail “-Oku” dedi.

O “-Ben okuma bilmem” cevabını verdi.

Melek O’nu tuttu ve tekrar;

“-Oku” dedi

O yine “-Ben okuma bilmem” diye cevap verdi. Çünkü O gerçekten okuma bilmiyordu.

Melek yine O’nu tuttu, ezercesine sıktı ve bıraktı;

“-Oku” dedi.

Bu kez Peygamberimiz “-Ne okuyayım diye cevap verdi.” Cebrail o zaman:

 “-İnsanı alaktan yaratan Rabbinin adıyla Oku. Oku, İnsana bilmediklerini öğreten ve kalemle yazdıran Rabbin Ekremdir (en cömerttir)” şeklindeki Alak suresinin ilk beş ayetini indirdi.

Kuranıkerim'in ezberlenmesi ve yazılması

Bu şekilde başlayan vahiy süreci 23 yılda tamamlandı. Hz.. Peygamber her indirilen ayeti anında ezberliyor, daha sonra onu insanlara aktarıyor ve onların pek çoğu da indirilen bu ayetleri ezberliyorlardı. Bu arada inen ayetleri Vahiy Katipleri yazıyordu. Hz. Peygamber vahyin yazılması işine ayrıca önem veriyordu. Sure ve ayetlerin nereye yazılacağı Cebrail tarafından Peygamberimize bildiriliyordu. Peygamberimiz de kendisine bildirilen ayet ve surelerin yerlerini Vahiy Katiplerine bildiriyordu. Aynı zamanda bu işi bizzat kendisi kontrol ediyordu. Bununla birlikte her yıl Ramazan ayında o zamana kadar inen ayetleri Cebrail’e okuyor ve kontrol işi daha da sağlamlaştırılıyordu. Böylece Kur’anı Kerim baştan itibaren herhangi bir unutma, hata ve yanlışlıktan korunmuştur.

Kuranıkerim'in kitap haline getirilişi

Vahiy Katipleri indirilen ayetleri o dönemin yazı malzemesi olan deri, ağaç kabuğu, papirüs kağıdı ve kemik gibi malzemeler üzerine yazıyorlardı. Bu belgeler üzerinde ayetlerin ve surelerin yer ve sıralarına ait bilgiler de yer alıyordu.

İlk Halife Hz. Ebubekir, halifeliği döneminde Kur’an sayfalarını toplayarak bir araya getirmeyi kararlaştırdı. Bu amaçla Vahiy Katibi ve hafız olan Zeyd b. Sabit başkanlığında bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyon çok büyük bir titizlikle Kur’an’ı bir araya getirerek kitaplaştırma işine başladı. Her ayet, Peygamberin huzurunda yazıldığına dair en az iki şahitle birlikte kabul ediliyordu. Bu şekilde iki kapak arasında toplanan Kur’an Mushafı oluşturulmuş tur. Bu asıl Mushaf daha sonra Peygamberimizin hanımı Hz. Hafsa’ya emanet edilmiştir.

Kuranıkerim'in çoğaltılması

Üçüncü Halife Hz. Osman zamanında ise Kur’an, elde var olan asıl mushaf üzerinden çoğaltılarak Mekke, Basra, Kufe, Bahreyn ve Yemen gibi çeşitli merkezlere gönderilmiştir. Böylece lehçe farklılıklarından oluşabilecek kargaşaların da önüne geçilmiş oldu. Bu gün de Topkapı Sarayında Hz. Osman zamanında çoğaltılan Mushaflar bulunmaktadır. Böylece Kur’anı Kerim hem ezberlenmek hem de kitaplaştırılmak suretiyle asırlar boyunca korunarak günümüze kadar gelmiştir.

 

 
 
Z i Y A R E T C i - D E F T E R i
orhanyildiz.tr.gg
A N A - S A Y F A Y A - G i T
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol